Dr.Öğr.Üyesi Kübra Cantürk

Ağız ve Diş Sağlığı - Restoratif Diş Tedavisi Uzmanı

Diş Uçlarının Şeffaflaşması Nasıl Önlenir?

Diş sağlığı basit gibi duran, dikkat edilmediği zaman ağız sağlığı dışında diğer önemli hastalıklara da davetiye çıkarılabilecek önemli bir husustur. Dişlerin şeffaflaşması ise diş sağlığı problemlerinden sadece biri. Peki, dişler şeffaflaştığında neler olur? Tedavisi mümkün müdür? Mümkün ise hangi yöntemler tercih edilir? Bu ve benzeri sorularınızın cevabı için yazıya göz atabilirsiniz.

Diş Uçlarının Şeffaflaşması Nedir?

Diş uçlarının şeffaflaşması, diş minesinin erozyonu demektir. Dişler birçok katmandan oluşur ve en dıştaki tabaka, şeffaf olarak görünen koruyucu tabakadır. İkinci tabaka ise dentin adı verilen ve gri, sarı ya da kirli beyaz görünebilen katmandır. Bahsedilen bu iki katman birlikte dişlerin rengini oluşturur. Dentin, dişlerin kenarlarına kadar uzanmaz; yani uçlar sadece mine tabakasından oluşur. Bu nedenle de dişlerin uçları mavimsi beyaz, gri ya da şeffaf görünebilir. Mine, aşındığında veya düzgün oluşmadığında gri, şeffaf donuk bir hal alabilir.

Dişlerin Uçlarının Şeffaflaşmasının Nedenleri

Diş minesi, birkaç nedenden dolayı şefaflaşabilir. Buna bazen beslenme şekliniz, bazen de çeşitli hastalıklar neden olabilir. Asitli yiyecekler ve fazla şeker tüketimi, diş sağlığını tehdit eden bir unsurdur. Bunun yerine balık, süt ve süt ürünleri, elma, armut, kivi gibi meyveler; brokoli, havuç, patates gibi sebzeler; yeşil çay gibi alternatif içecekler tüketmeniz sizin için faydalı olacaktır.

  • Asitli Yiyecek ve İçecekler: Sık sık asitli yiyecek ve içecek tüketmek, diş minesini şeffaflaştıran önemli nedenlerden biridir. Asitli yiyecek ve içecekler tükürüğümüzün pH dengesini düşürür, bu da diş minesini demineralize eder. Demineralizasyon, vücutta mineral kaybı demektir. Mineral kaybı, kemik erimesi gibi hastalıklara neden olabilir. Dişlerin demineralize olması ise dişleri koruyan tabakanın zayıflamasına yol açabilir.
  • Mine Hipoplazisi: Mineralizasyon, diş minesinin oluşumunda önemli rol oynadığından, mineralizasyon mekanizması bozulduğunda diş minesinde hipoplazi gelişebilir. Bu soruna sahip bireylerde diş minesi zayıftır, bazı durumlarda ise hiç yoktur. Mine oluşmuş olsa bile üzerinde oluklar, çukurlar ve beyaz noktalar görülür. Bu bireyler şeffaflaşma için önemli risk grubundadır.
  • Sık kusma: Sık kusmanın en başta gelen nedenleri arasında bulimia nervoza, alkolizm ve gebelikle beraber başlayan bulantılar bulunur. Kusma ile beraber ağız içinde artan asidite şeffaflaşma nedenidir.

Diş Uçlarının Şeffaflaşması Hangi Hastalıklarda Görülür?

Diş uçlarının şeffaflaşması bazen bazı hastalıklar nedeniyle oluşabilir. Bu hastalıkların bazıları beslenme şekline bağlı olmakla beraber bazıları psikolojik, bazıları da sistemik hastalıklar olabilir. Sonuç itibariyle, her biri beslenme şeklinden etkilenen hastalıklar olup, ağız sağlığına etki eder.

  • Gastroözafageal Reflü Hastalığı (GÖRH): GÖRH, yemek borusu ile mide arasındaki kas mekanizmasının bozulması ile karakterize bir durumdur. Mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasıyla sonuçlanır. Bu da sık sık mide asiti in geri kaçması e bunun sonucunda mukozaya geçen asit nedeniyle diş minesinde etkilere neden olabilir.
  • Bulimia Nervoza: Bulimia, bir yeme bozukluğudur. Tıkınırcasına yeme adı verilen kontrolsüz aşırı yeme dönemleri mevcuttur. Bu durumu, yediklerini müshil kullanımı veya kusma yoluyla çıkarma takip eder. Tıkınırcasına yeme ise normalde yiyeceğinizden çok daha fazla miktarda yiyeceği kısa bir süre içinde, genellikle 2 saatten daha kısa sürede yemektir. Bu aşırı yeme durumu kendinizi durduramayacağınızı veya kontrol edemeyeceğinizi düşündüren psikolojik süreçler içerir.
  • Çölyak Hastalığı: Çölyak hastalığı, gluten (arpa, buğday, çavdar gibi besinlerde bulunur) tüketildiğinde ince bağırsakta emilim bozukluğu yaşanması sonucu vücutta birtakım hassasiyetler meydana gelmesidir. Villuslar, ince bağırsağı çevreleyen ve besinlerin emilimini destekleyen parmaksı çıkıntılardır. Villuslar, hasar gördüğünde, besinler vücutta uygun şekilde emilemez. Bu nedenle şişkinlik ve ishal gibi sindirim sistemi semptomları görülür. Çölyak hastalığı kalıtsaldır, yani aileden geçer.
  • Ağız Kuruluğu: Ağız kuruluğu, dişlerin şeffaflaşmasına ve çürüklere neden olabilen bir durumdur. Bu duruma tedavilerde kullanılan bazı ilaçlar, yaşlılık, az su tüketmek, diyabet ve sjögren sendromu gibi bazı hastalıklar neden olabilir.

Diş Uçlarının Şeffaflaşması Nasıl Önlenir?

Her hastalıkta olduğu gibi ağız ve diş sağlığında da erkenden önlem alındığında sorunun önüne geçmek mümkün. Şeffaflaşmanın nedenleri arasında yanlış beslenme şekli ve altta yatan birtakım hastalıklar vardır. Bu sebeple, ilk önce altta yatan hastalığın tespit edilmesi, sonrasında gerekli tedavi seçenekleri ile beraber gerekli diyet uygulanmalıdır. Diyetinizin içerisinden asitli yiyecek ve içecekler ve şeker çıkarılmalı, çıkarılamıyorsa bile azaltılmalıdır. Pipet kullanılarak asitli yiyeceklerin diş ile teması önlenebilir. Bol sıvı alarak ve sakız çiğneyerek ağız kuruluğunun önüne geçilebilir.

Diş Uçlarının Şeffaflaşması Tedavisi

Dişlerinizin yarı saydam veya şeffaf hale geldiğini görüyorsanız hemen hekime başvurmalısınız. Çünkü bu durum, başlarda basit gibi görünse de daha sonra ciddi bir sağlık sorunu haline gelebilir. Diş minesi tamamen aşınmışsa, eski haline getirme ihtimali düşüktür; ama bu amaçla uygulanabilecek geçici bazı çözümler mevcut. Şeffaflaşmanın erken teşhisi ile birlikte evde bazı yöntemler uygulanarak durumun ilerlemesi önlenebilir. Ama durum ne olursa olsun hekime gitmeyi ihmal etmeyiniz. Evde deneyebileceğinizi yöntemler ise şunlardır:

  • Asitli yiyecek ve içeceklerin alımı sınırlanmalı.
  • Yeterli kalsiyum alımı sağlanmalı,
  • Probiyotik yönünden zengin yoğurt tüketilmeli
  • Hekim kontrolünde kalsiyum ve D vitamini alınmalı.
  • Günlük su alımını artırılmalı
  • Remineralize edici diş macunu kullanılmalı, kullanılan diş macununun florürlü olmasına dikkat edilmeli

Şeffaflaşma erkenden tespit edildiğinde ilerlemeyi engellemek mümkün olabilir. Durum ilerlediğinde ise sayılan yaşam tarzı değişiklikleri de ilerlemeyi durduramayabilir. Bu durumda hekiminiz tedavide aşağıdaki gibi bazı yöntemler uygulayabilir:

  1. Yapıştırma (Bonding): Bonding işlemi sırasında ilk olarak diş hekiminiz, dişlerin izin rengiyle uyumlu olması için tedavide kullanacağı reçineyi renklendirir. Daha sonra kusurları ve diş bozulmalarını kapatmak için reçineyi şekillendirir. Reçinenin daha iyi tutunmasını sağlamak adına dişlerinizi gerektiği ölçüde aşındırılır ve ardından doğal görünmesi için yaptığı oluşumu şekillendirip parlatacaktır.
  2. Porselen, Kompozit ve Zirkonyum Kaplamalar: Kaplamalar, dişlerinizin ön kısmına sabitlenen, diş görünmünü güzelleştiren çeşitli maddelerden elde edilen yapılardır. Kaplamalar, dişler arasındaki boşlukları, şekil bozukluklarını ve dişlerdeki renk değişikliğini kolayca gizler. Kaplama işlemi sırasında diş hekiminiz, dişlerinizin doğal şekline ve görünümüne en uygun kalıbı oluşturmak için dişlerinizi inceler ve gerekli taramaları yapar. Kaplama yaparken, diğer dişlerle uyumlu olması için diş minesinin küçük bir kısmını çıkarabilir.
  3. Diş Kronları: Diş kronu, yani kron kaplama, dişlerde eksiklik, yapısal bozulma gibi nedenlerle dişlere yerleştirilen protezlerdir. Bu porselen veya seramik kronlar dişlerinizin üst kısmına dişlerin kalıbı çıkartılarak oturtulur. Böylece dişlerde meydana gelen çiğneme ve konuşma ile ilgili sorunlar giderilmiş olur.
  4. Mine Mikroblazyonu: Minimal mine hipoplazisinde, genellikle genç hastalarda, çölyak hastalığından kaynaklanan sindirim sorunundan etkilenen diş minelerinin oluşumunun bozulması vakalarında, dişin zayıf bir asitle parlatılması ve diş kremi ile yüzeyin yeniden mineralleştirilmesi ile problem giderilmeye çalışılır. Bu uygulamaya mine mikroblazyonu olarak adlandırılır.

Yukarıdaki problemlerden biri veya birkaçı sizde mevcutsa gecikmeden hekime başvurmalısınız. Dişlerinizdeki sorunlar ilerlese de hekiminizle görüşerek en uygun yöntemi belirlemelisiniz.

* Bu içeriğin geliştirilmesinde İsü Dent Yayın Kurulu katkı sağlamıştır.
* Web sitemizdeki içerikler sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurunuz. Sayfa içeriğinde ISUDENT’de tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren ögelere yer verilmemiştir.